Yaşam

Efsanevi Fransız İkon: Alain Delon

Aktör Alain Delon’un 80’den fazla film içeren dolu dolu kariyeri, 1960’ların “Purple Noon” filmindeki ikonik rolü dolandırıcı Tom Ripley ile başladı. Merhum yıldız, romantik hayatı ve diğer skandallarıyla da sık sık manşetlerde yer aldı.

Keskin hatlara ve delici mavi gözlere sahip çarpıcı film yıldızı görünümüyle ve ekrandaki asil duruşuyla tanınan Delon, Fransız sinemasının karizmatik yüzü olarak moda dünyasında da unutulmaz bir iz bıraktı. Delon’un ikonik tarzı, zarif şıklığı ve cool tavrıyla birleşerek 1960’lar ve 70’lerin moda algısını şekillendirdi. Sadece bir aktör değil, aynı zamanda bir stil ikonu olarak anılan Delon, beyazperdede ve gerçek hayatta taşıdığı klasik takım elbiseleri ve kusursuz kesim trençkotlarıyla erkek modası efsanevi temsilcisi oldu. Onun bu zamansız stili, günümüzün modern moda dünyasında hala ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Delon, şıklığı doğallıkla harmanlayarak, maskülen ve sofistike bir görünümün ne demek olduğunu gösterdi. Bu da onu, moda tarihinin unutulmaz figürlerinden biri haline getirdi.

1935 yılında Fransa’nın Sceaux şehrinde doğan Delon (Fabien Maurice Marcel Delon), çalkantılı bir çocukluk geçirdi. 4 yaşındayken, ebeveynleri boşandı ve onu koruyucu bir aileye gönderdiler. Koruyucu ailesinin ölümünden sonra, ailesi Delon’u yatılı okula gönderdi. 17 yaşında askere katıldı, Birinci Endoçin Savaşı’nda görev aldı ve 1956’da Fransa’ya döndü.

Film kariyerine 1957’de Cannes Film Festivali’ne katıldığında başladı. Burada bir Hollywood yetenek avcısı tarafından fark edildi ve Amerika’ya gitmeden önce İngilizce öğrenmesi istendi. Ancak Delon, Fransız yönetmen Yves Allégret ile tanıştığında Fransa’da kalmaya karar verdi ve yönetmenin 1957 yapımı “Quand la femme s’en mêle” filminde oyunculuk kariyerine başlangıç yaptı.

1960 yılında, hem “Purple Noon” hem de “Rocco and His Brothers” yapımlarında başrol oynadı ve her iki film de uluslararası övgü topladı. Delon, 1963’te yönetmen Luchino Visconti’nin “The Leopard” filminde yer aldı ve bu film, onu Fransız sinemasının en büyük yıldızlarından biri olarak pekiştirdi. 1964’te Jane Fonda ile “Les Félins”de başrol oynadı ve 1960’ların ortalarına gelindiğinde Hollywood yapımlarında görünmeye başladı.

1965’te Shirley MacLaine ile “The Yellow Rolls-Royce”da yer aldı ve 1965’teki “Once a Thief” filminde Ann-Margret ile başrol oynayarak Hollywood’daki ilk başrolünü üstlendi. Bu süreçte Ann-Margret ile romantik bir ilişkiye girdi.

Ancak, Delon’un Hollywood kariyeri Fransız aksanı nedeniyle ciddi şekilde sınırlı kaldı ve sıklıkla cazibeli Avrupa sevgili olarak cast edildi. Sonuç olarak, Fransız ve Avrupa sinemasına odaklanmaya karar verdi.

Delon’un diğer önemli filmleri arasında 1967’deki “Le Samouraï,” 1968’deki “Farewell Friend,” 1969’daki “La Piscine,” 1970’teki “Le Cercle Rouge,” 1973’teki “Tony Arzenta,” 1975’teki “Zorro,” 1976’teki “Monsieur Klein” ve 1984’teki “Our Story” yer aldı. “Our Story” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu dalında César Ödülü kazandı.

Delon, birkaç kez küçük ekranda da yer aldı, 2002’de “Fabio Montale” mini dizisinde ve 2003’te “Frank Riva” dizisinde rol aldı. Ayrıca 1973’te Fransız şarkıcı Dalida ile birlikte “Paroles, paroles” adlı bir düet şarkı yayınladı

Delon kariyerinin zirveye ulaştığı dönemde zaman zaman skandallara karıştı. 1968’de, arkadaşı ve koruması Stevan Marković’in cinayetiyle ilgili sorgulandı. Delon’un arkadaşı François Marcantoni cinayetle suçlandı ancak daha sonra serbest bırakıldı ve dava hiçbir zaman çözülemedi.

Delon, 1960’ların başında “Christine” filmindeki rol arkadaşı Romy Schneider ile bir ilişki yaşadı. 1964’te ayrıldılar; bu ayrılığın nedenlerinden biri Schneider’in ailesinin bu ilişkiye karşı çıkmasıydı. Delon, Schneider’ın 1982’deki ölümünden sonra onun hayatının aşkı olduğunu ifade etti.

1961’de, Alman aktris Nico ile bir ilişkiye başladı. Ertesi yıl Nico, Delon’un tanımadığı hatta iki kez dava açtığı oğlu Christian Aaron Boulogne’u doğurdu. Boulogne 2023’te hayatını kaybetti.

1964’te Nathalie Barthélémy ile evlendi, o sırada Barthélémy hamileydi ve yıl içinde bir oğulları Anthony doğdu. Çift, 1969’da boşandı; boşanmanın sebeplerinden biri Delon’un devam eden sadakatsizlikleri oldu.

1987’de Rosalie van Breemen ile bir ilişkiye başladı. Çift, 1990 ve 1994’te sırasıyla Anouchka Delon ve Alain-Fabien Delon adlı iki çocuk sahibi oldu ve 2001’de ayrıldılar.

2019’da Delon, Cannes Film Festivali’nde uzun kariyeri nedeniyle onur ödülü olan Palme d’Or’u aldı. Bu ödül, Delon’un homofobik ve cinsiyetçi açıklamaları ile Fransa’nın aşırı sağcı siyasi partisinin açık destekçisi olmasından dolayı büyük eleştirilere yol açtı.


Alain Delon, 72. Cannes Film Festivali’nde Palme d’Or d’Honneur ödül��nü kabul etti.

Kabul konuşmasında, “Dünyada gerçekten gurur duyduğum bir şey var, tek şey: O da kariyerim ve bu Palme d’Or kariyerim için verildi ve başka hiçbir şey için değil” dedi.

2019’da onur ödülü aldıktan birkaç ay sonra, Delon bir felç geçirdi ve büyük ölçüde kameralardan uzaklaştı. Felcin ardından lenfoma teşhisi konan yıldız, Ocak 2024’te Delon’un bakımı hukuki denetim altına alındı. Bu durum, çocukları arasında bakım ve mal varlığı üzerindeki anlaşmazlıklarla ilgili mücadelelerin yaşanmasına neden oldu.

88 yaşındaki Fransız aktör, 18 Ağustos Pazar günü Fransa’nın Val de Loire bölgesindeki Douchy’deki malikanesinde hayatını kaybetti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu